Alzheimer olmamak için ne yapmalı, yıllar boyunca devam eden bilimsel araştırmalar neticesinde, Alzheimerbeyne yaptığı tahribatın tarihi açıkça görülüyor görülmesine de tedavi konusunda gözle görülür, elle tutulur bir gelişme daha olmamıştır. Potansiyel olarak birkaç tedavi yöntemi ile hala test aşamasında bekletilip durmaktadır. Aileden gelen genetik bilgiler bu hastalığa yakalanmadan risk miktarını belirlemede bir faktör niteliği taşısa da hastalığın ortaya çıkıp çıkmayacağına karar verilmesinde büyük bir önem kaydetmiyor.

Daha aktif olunmalıdır. Oksijenin enerji üretmesi gerektiği durumlar olmalıdır. Örneğin bisiklete binme, yürüme koşma aerobik aktivitelerin, aerobik olmayan yani fazla oksijen gerektirmeyecek meşgul veya ağırlık çalışmaları gibi sporlarla beyin fonksiyonlarını kurmada çok etkili olduğu belirtiliyor. Beyne oksijen pompala ve şekeri zengini kan göndermeyi sağlayacak olan aktiviteler yapılması gerekir.

Kilo kontrol edilmeli: Yapılan araştırmalar sonucunda vücut ağırlığının Alzheimer riski ile doğru orantılı olarak işaret edilmektedir. Yani şişmanlar daha çok risk altında bulunuyor. Örnek olarak vücut kitle endeksi 30'un üzerinde olan veya 1.70 boyunda 90 kilo olan bir kişinin beyin ölümü normal kiloda olan, yani 18-25 arasında olan ölçülebilen kişilere göre yüzde 8 daha azdır.

Beyin kullanılmalı, hatta zorlanmalı: Beyin aktif bir şekilde çalıştırılmalıdır. Örneğin bulmacalar faydalı olmak maksadıyla, tabi bütün iş onları da bitmiyor tecrübeler, yeni bilgiler beynin kontaklarını ve iletişim yollarının yeniden düzenlenmesi ile olanak sağlıyor. Bırakın düzenlemeyi yeni hücrelerin doğmasına olanak sağlıyor. Tabii Bütün bunlar kendi kendine olmuyor, yeni şeyler öğrenmek ve çalışmak gerekmektedir. Buna bir nevi beyne mesai yaptırmak gerekir. Yapılan araştırmalar daha çok akademik uğraşı olan kişilerde Alzheimer çıksa bile, normalden daha geç çıktığın gösterilmektedir.

Sosyallik önemli: Psikolojik olarak stres, uzun vadede kişinin Alzheimer hastalığına yakalanma riskini önemli miktarda arttırmaktadır. Arkadaş edilmeli sosyal aktivitelere katılmak gerekir.

Sağlıklı bir beslenme şarttır: Yapılan araştırmalara göre sebze ağırlıklı olarak yağ miktarı az beslenme şekillerinin koruyucu olduğu gösterilmektedir. Örnek olarak ıspanak kırmızı biber pancar patlıcan soğan koyu renkli böğürtlen erik portakal kırmızı üzüm çilek yemek gerekir. Antioksidan ve E vitamini içeren balık, ceviz, fındık, badem tüketimi gibi besinler çok önemlidir.

Kişiliğinizi değiştirilmeli: Belirli olarak kişilik özelliklerinin bu hastalığa karşı koruyucu görev yaptığı güçlü bir bilimsel iddia olarak karşımıza çıkmaktadır. Kişinin kendini disiplin edebilmesi, hedef belirleyip ve bu hedefe ulaşmak için çaba göstermesi, sorumluluk sahibi olması, hep bu amaçla hareket etmesi ve her şeyden kendine bir ders çıkarması, bu hastalığı önlemede önem arz eden kişilik özellikleri olarak da bilinmektedir.